Translate

5 Haziran 2015 Cuma

HERŞEY SEVGİYLE BAŞLAR

       ..........SEVGİN ÖMÜRLÜK EMANET BANA............


Aldım elime kağıdı, kalemi başlıyorum yazmaya. Demek istediğim klavyemle, boş sayfamı aldım karşıma düşünmeden yazacağım yine. Bu sefer, izninizle, biraz  aşktan  bahsedeceğim.....!
Yıllardır dillerde dolaşır bu kelime. Aşk nedir diye sordunuz mu kendinize? Aşk iki kalbin birlikte atması demektir. Hayattaki en güzel duygudur. Aşk ilk önce gözlerle yaşanır. Sonra kalpte karışık bir duygu oluşur. İşte o zaman aşk başlıyor demektir. İnsan bu duygu içerisinde kendine bile hükmedemez. Tek düşündüğü âşık olduğu insandır. Bir insanın karanlık dünyasını aydınlatan, renklendiren tek şeydir aşk.


İranlı şair Şirazi der ki; “aşka uçma kanatların yanar.”
Mevlana der ki; “aşka uçamadıktan sonra kanatlar neye yarar?”
Ve Yunus  da der ki; “aşka vardıktan sonra kanadı kim arar.”


Aşkın mayasıdır acı çekmek. Ciğerin yanacak cayır cayır, yanık kokusu gelecek sevdanın üzerine. Gül cemalini görmek için her şeyini vereceksin uğruna. Aşk kavuşamamaktır. Bu yüzden adı aşk olmuştur zaten, buram buram hasret kokan.


AŞKIM
Senin adınla başlıyor benim hikayem ve yine seninle son buluyor duygularım. Her şeyin doruk noktaları senden ibaret ve tüm hazlar seninleyken alınmaya yeminli.
Gel de neşem ol işte, hayat ol, yaşamak ol, nefes ol bana. Ya da sen kal orada, ben geleyim gününe bir ışık, yüzüne bir tebessüm ya da koca ömrüne minik bir nefes olayım.
TANEM senin  hakkında yazacak çok şeyim var. Ama paylaşıp sıradanlaştırmak istemem. Sen, benim en güzel hikayemsin; ama bitmeyen, bitmeyecek olan hikayem…



 UFAK Bİ ALINTI.....
İnsanoğlu mutluluğu ve sevgiyi  hep hor kullanıyormuş. Hepsi şikayetçi, hepsi bıkkınmış. Bir gün melekler, mutluluğu ve sevgiyi saklamaya karar vermişler.
“Saklayalım, zor bulsunlar. Zor buldukları için belki kıymetini bilirler.” diyerek başlamışlar tartışmaya. Sorun büyükmüş. Mutluluğu ve sevgiyi  saklamak, kolay değilmiş çünkü.
Kimisi: “Everest’in tepesine saklayalım” demiş, kimisi: “Atlas Okyanusu’nun dibine” demiş. Taç Mahal’in Kubbesi, Mekke Sokakları, İtalyan sofrası, bir hastanenin yeni doğan odası, dondurma külahı, şarap şişesi, sigara paketi, lale bahçesi…
Pek çok yer düşünmüşler; ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş. Derken meleklerden biri: ”İçlerinde saklayalım. İnsanoğlunun içine saklayalım. Kimsenin aklına gelmez, içine bakmak.’’ demiş. İşte, o gün bugündür mutluluk e sevgi  insanın kendi içinde saklıymış.


BEN SENİNLE  BİR ÖMÜR YAŞLANMAYA VARIM.