Translate

29 Ağustos 2017 Salı

KURTULUŞUMUZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


TÜRK ULUSUNUN 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN


   Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu.
   Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Amasya Genelgesi'nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920'de TBMM'yi kurdu. Böy-lece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş oluyordu. Hem de Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara oluyordu.
   TBMM meclisi yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. "Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü"nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar'a büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal, or-dularına: "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi.
   Türk askeri, büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal'e "gazi" unvanı ve "Mareşal" rütbesi verildi.
   Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı.
1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikle-ri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydmld". İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silâhlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in başkomutan-lığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardı.
Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık 
Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı.
   Büyük Tarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline "dur" diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos günü, bayram yaparak kutluyoruz.


15 Nisan 2017 Cumartesi

1 EVLİLİK YIL DÖNÜMÜ :) TEŞEKKÜRLER CANIM KARICIM



Bundan tam 1 yıl önce bugün evlendik.16/04/2016  Amaaanıııın yıllarda ne kadar çabuk geçmiş:))))7 yıl önce tanışıtık ve evleneli tam 1 yıl oldu. Maşallah vallahi:)))Daha dün gibi desem yeridir.

İYİKİ UMUDUM OLMUŞSUN? ÇÜNKÜ AŞIK OLDUM SANA.....
Umut yaşatır insanı derler. Umut etmek güzeldir, insanı ayakta tutar. Bunca zaman sadece umut ettim ve umut yerini aşka bırakır oldu. İnsanı yaşatan tek şey umut değilmiş meğer. Aşk bize verilmiş en kutsal duygu.
Kalbime dokunduğun gün başladı hayat benim için . 2010 yılı Hala da devam ediyor ve ben her seferinde iyi ki diyorum. Bana olan desteğin, bana olan sevgin, bana duyduğun büyük aşk karşısında, dizlerimin önüne eğilip, sana olan bütün duygularımı haykırdım benimle evlenirmisin.  iyi ki de demişim.......
ADVERTISEMEN
Her insan sevdiği kişiyle birlikte olmayı hayal eder. Onunla yaşayıp, onunla sonsuza karışmak ister. Hayaller kurar hep. Ya uzun bir birliktelik ya da evlilikle sonuçlanan bir  hayat ister. Sonsuzca sever. Sevgisinin sonsuz olduğunu bilir.Sımsıkı sarılır sevgisine. İlk gün ki gibi sevmez hiç, her gün bir başka sever. Her gün bir fazla sever. Ben seni böyle seviyorum.Sevgi sabır ister, özen ister, dinlemek ister ve en önemlisi hep iki kişi ister.
Nice 10 yıllarımız olması nice 10 yılları 1 yastığa koymamız dileğimle evlilik yıl dönümüz kutlu olsun canım KARICIM.
UFAK Bİ ALINTI..... İnsanoğlu mutluluğu ve sevgiyi  hep hor kullanıyormuş. Hepsi şikayetçi, hepsi bıkkınmış. Bir gün melekler, mutluluğu ve sevgiyi saklamaya karar vermişler.
“Saklayalım, zor bulsunlar. Zor buldukları için belki kıymetini bilirler.” diyerek başlamışlar tartışmaya. Sorun büyükmüş. Mutluluğu ve sevgiyi  saklamak, kolay değilmiş çünkü.
Kimisi: “Everest’in tepesine saklayalım” demiş, kimisi: “Atlas Okyanusu’nun dibine” demiş. Taç Mahal’in Kubbesi, Mekke Sokakları, İtalyan sofrası, bir hastanenin yeni doğan odası, dondurma külahı, şarap şişesi, sigara paketi, lale bahçesi…
Pek çok yer düşünmüşler; ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş. Derken meleklerden biri: ”İçlerinde saklayalım. İnsanoğlunun içine saklayalım. Kimsenin aklına gelmez, içine bakmak.’’ demiş. İşte, o gün bugündür mutluluk e sevgi  insanın kendi içinde saklıymış. BU MUTLULUĞU SENİN İÇİNDE BULDUM SENİ SEVİYORUM HAYAT ARKADAŞIM........


5 Şubat 2017 Pazar

06/02/1986 esime



Bana verdiğin ömrün için teşekkür etsem, çok mu basit olur sevgilimBir insan diğerine, ömrünü güzelleştirdiği için yavan bir teşekkür edip kaçabilir mi böyle? Sen nereden geldin sevgilim? Nereden içim dışım oldun böyle sevdigim?
insan yıllar geçtikçe hayatına farklı anlamlar yüklüyor sanki.Bundan yedi yıl önce başlamıştın sen benim hayatımı anlamlandırmaya.Hızla çarpan kalbim oldun….İşte tam da burası…KALBİM oldun…Güldüren,özleten,ağlatan kalbim.Seneler geçtikçe değişti sıfatların bir bir. Esim oldun, evimizin annesi oldun…Suskunluğum oldun kimi zaman,ya da en büyük kahkaham…Hem yıkıp geçen oldun,hem yıkıntılarımı toplayan.Şimdi dön bir bak!Hayatın anlamı nedir….Yıllarım senin hatıranla anlamlı,evim sen varsan…Yatağım seninle huzurlu,ruhum   sen varsan…Ve ben bir kez daha şükrediyorum senin varlığına
Sen hayata ne verirsen, hayat sana daha mükemmelini verirmiş. Ben hayata ne verdim bilmiyorum ama bana ummadığım kadar değerli olan seni verdi bana. Bu renksiz dünyamın tek rengi sensin. Tek yaşama sebebimde yine sensin Esim  iyi ki doğdun iyi benimlesin aşkım seni çok seviyorum.Ne zaman arkama dönüp baksam, hep orada bir yerlerde bana gülümseyen yuzun.
Bugün belki de çok kişiden doğumgünü mesajı alacaksın, ancak şu an okuduğun içlerinde en farklısı. Çünkü bu mesajın her harfi tamamen sevgiden oluşuyor. Hayatının her döneminde mutlu ve sağlıklı olmanı diliyorum. Tüm hayallerin gerçekleşsin, hayat güneşi her daim seni aydınlatsın!  iyiki dogdun esim,İyi ki varsın canyoldaşım.

13 Ağustos 2016 Cumartesi

İKİ MELEK



uzun zaman oldu yazmayalı o zaman aralığında güzel bir sürü şey oldu evlendim ve  ev aldım hayat şimdilik çok güzel anmak istediğim kalbimde , gönlümde , kafamda ve hayatımda hep ayrı yeri olan iki melekten bahsetmek yadetmek istedim bir sosyal ağda yıllar önce paylaştığım resim hatırlamak istediğiniz anılarınız var diye hatırlattı bana gerçi ben şahsım her daim hatırlar dualar hediye ederim onlara. ananem ve dedem çok uzun zaman oldu bu dünyadan göç etmeleri şimdilerde tatile bodruma , Antalya ya  vs... gitme planları yapıyoruz yapıyorum ancak çocukken yaz tatilini geçirdiğim tek yer onların ya olurdu dolu dolu 3 ay hiç sıkılmazdım tek başıma köyde koca bir yaz ve her yıl aynı şekilde taki göç etmelerine kadar. çok özlüyorum onları ananemin ve dedemin bana kara çingene demeleri kulağımda hala çınlar. Annem bazen derki canımın sıkıldığı zaman sıkıntılı dönemlerimde bulunduğum yere bir veya iki kelebek gelir işte annem ananen veya deden geldi der onların benim yanımda olmalarını düşünmek o kelebekleri görmek benim sıkıntımı alır götürür. Allahım her ikisini de cennetine alsın nurlar içinde yatsınlar  şuan yanımızda olmasalar da zaman zaman gelip kontrol ettiklerini biliyorum onları çok çok özledim keşke olsalardı da koca bebek olarak tatile yanlarına gidebilseydim.
YAZIMI OKUYAN HERKEZDEN RİCA ONLAR İÇİN BİR DUA OKUYUP ONLARA HEDİYE ETMELERİDİR.

TEŞEKKÜRLER.......... 







26 Şubat 2016 Cuma

YENİ AİLENE SAHİP ÇIK

YENİ AİLENE SAHİP ÇIK

ADVERTISEMENT
Her insan sevdiği kişiyle birlikte olmayı hayal eder. Onunla yaşayıp, onunla sonsuza karışmak ister.Hayaller kurar hep. Ya uzun bir birliktelik ya da evlilikle sonuçlanan bir  hayat ister. Sonsuzca sever. Sevgisinin sonsuz olduğunu bilir.
Sımsıkı sarılır sevgisine. İlk gün ki gibi sevmez hiç, her gün bir başka sever. Her gün bir fazla sever. Sevgi sabır ister, özen ister, dinlemek ister ve en önemlisi hep iki kişi ister.

KENDİMİZE SORMAMIZ GEREKEN SORULAR?
- Herkes, O’nun size uygun olmadığını söylediğinde kulaklarınızı tıkayıp ona gittiniz mi?
- O’nun için her şeyinizi kaybetme pahasına risk aldınız mı?
- Onunla sıcacık bir yuvanın hayalini kurdunuz mu ya da Onsuz  bir evde yaşamanın dayanılmazlığını hissettiniz mi?
- Çocuklarınızın ona benzemesin için dua ettiniz mi?
- O buz gibi yatağa girdiğinizde onun sıcaklığını hissedip içiniz ısındınız mı?
- Onunla her türlü zorluğu ve savaşı göze aldınız mı?  
- Kendi sağlığınızdan önce onun sağlığı için kendişelendiniz mi?
- Çalışırken bir an işten kesilip onu düşünerek gülümsediniz mi?
- Aniden O’nu arayıp “bugün sana seni sevdiğimi” ya da “özlediğimi” söylemiş miydim dediniz mi?


Gerçek sevgi nedir diye sorarsanız bir gün  sadece düşünün: Sonu olmayan bir sevgiye atar mısınız kendinizi(ateşe atlamak gibi)?  ‘Son’suz bir sevginin kurbanı olur musunuz? Bir hayalet için hayaller kurar mısınız? Yapamam diyorsanız, kusura bakmayın siz hiç gerçekten sevmemişsiniz.
İşin özü; Aşk yanıbaşımızda iken başkalarının aşklarında avunmaya çalışmayalım Titreyip kendimize gelelim sahip olduğumuz aşkın parmaklarımızın arasından kaymasına izin vermeyelim.

Ben sahip çıkıyorum ve öz veriyle ve sabırla kurduğum hayallerimi bir bir gerçekleştiriyorum. Herkesin umut ile kurduğu hayallerinin gerçekleştirmesi dileğimle mutlu kalın mutlu olun yanınızdaki sevgiye sarılın........


24 Ekim 2015 Cumartesi

22/08/2015 SABRIN SONU MUTLULUK :)))))

evet bu olayı nasıl anlatmalıyım, nasıl yazmalıyım bilemedim hayatımın en mutlu günü, en çaresiz günü, hep beklediğim ama bu kadar çaresiz eli kolu bağlı olduğum bir gün daha olmadı bu yazdıklarım kötü anlaşılmasın çok mutlu oldum ama işin içinde aile büyükleri olduğu zaman  konuşmak sana düşmüyor. Neyse sonuç mutlu son eninde sonunda murat meselesi.... :)
Büyükler konuştu küçükler dinledi, büyükler izin verdi küçükler mutlu oldu ve yuva kurmaya bir adım attı ..

herşey güzel de bu kız isteme mevzusu gerçekten çok zor bir sürü insan konuşacak kelime bulamadık merhaba, nasılsınız, işgüç nasıl , hava nasıl hen an sanki bir şey olucakmış korkusu en kötüsü de dakikalar süren sessizlik kimsede çıt yok neyseki her şey tatlı güzel bir başlangıç oldu...

SENİ SEVİYORUM AŞKIM BENİM.....





 mutlu bir başlangıç dedim ya çekirdek aile olmanın ilk adımı atılmış olduk. İşte ailemizin gönül ocakları sabır taşları annelerimiz ve çınarları yaslanılacak dayanaklarımız babalarımız allahım sizleri başımızdan eksik etmesin inşallah.... Sizler varsanız bizim hayatımız daha güzel ve daha neşeli huzurlu olucaktır......















 yukarıda resimdekiler iki ailenin büyükleri küçükleri yeni geniş ailemiz allah hepsinden razı olsun bu günümüzde bizleri yalnız bırakmayıp yanımızda bulundular.....Gecemiz başladı kızımız istendi korktuğumuz başımıza gelmedi :) çocuklarımız birbirini sevmişler bize mutlu olmaları söylemek ve yanlarında olmak düşer dendi ve ben oh beeeeeeeee dedim en azından omuzlarımdaki yük biraz azaldı....:):):):):)
 

 kendi kendimize ve yakın arkadaşlarımızın yardımı ile nişan fotoğraflarımızı çektik güzel oldu olmadı bilemem ama bence oldu..
canım aşkım çok güzel olmuş melek gibi nazar deymesin eh bizde yaşlı kurt idare ederiz değilmi ....
alttaki resim yakışıyoruz değilmi yakışıyoruz ya çaok mutluyduk allah bu mutluluğumuzu hiç bir zaman bozmasın  daha çok mutlu olalım.....
çok uzun zamandır bekliyorum inancım o ki hak ettim kanımca ilk adım atıldı sırada ikinci adım inşallah sıkıntısız sorunsuz onu da atlatırız. allahım yuvamı alma gücünü nasibinide bana verirse yemede yanında yat der misali olucak.......

 
aşkım için bir dönem aşkım tek taraflı iken bilgisayarda boş sayfalara yazdıklarım..
 
YIL : 11 / ARALIK / 2010
 
SENİ SEVMENİN 
 
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek. Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek... Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek. Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak. Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine aylarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime. Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun? Nereden bileceksin? Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken... Kıskanmazdım. Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım. Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni.. Ama sen hiç benimle olmadın ki...
 
 
 
         
         S
         E
         N
         İ
 
        Ç
        O
        K
 
        S
        E
        V
        İ
        Y
        O
        R
        U
        M
 
        
 
DOSLUK : unutulmayacak kadar güzel ve sadece ender insanlarla yaşanacak kadar özeldir.
 
Rakamlar maddiyatı, harfler ise maneviyatı temsil eder. Dolayısıyla, rakamlar (ve hesaplar) üzerinden sahici bir dostluk oluşmaz, sadece ortaklık kurulur. Taraflar, ancak bir harfin (anlamın) ucundan tutarlarsa, dost olabilir veya kalabilirler.
 

 



çıtır kızlar grubu aşkımın kadim dostları bütün gün varlıklarını hissettirdiler  her şey için teşekkürler...

























Alt resimdeki BAYBARS & DUYGU onlarda benim kadim dostlarım hani derler ya dost kötü günde  belli olur. Onlar benim tam 14 yıldır hem iyi günümde hem de kötü günüm de yanımda oldular. Bu mutlu günüm de de yanımdalardı iyi ki varsınız, iyi ki hayatımdasınız iyi ki dostlarımsınız. Her şey için çok çok teşekkürler.....
 
 



HEP AMA HEP BEN BU DÜNYAYA GÖZLERİMİ KAPYANA DEK GÖZLERİMİN İÇİNE SICAK SICAK BAK AŞKIM....





GÜLMEK NEKADAR GÜZEL BU GÜZEL GÜNÜMÜZDE NE GÜZEL DE GÜLMÜŞÜZ HEP GÜLELELİM SEVDİĞİM.....





SEVGİ DADEĞİM BAĞLILIK DEMEKTİR. HEP SEV SEVDİĞİM...

 
 

AŞK TIPKİ BİR PUZZLE GİBİDİR. PARÇALAR ÖNCE ONUNLA YERİNE OTURUR. DAHA SONRADA ONUNLA AMAMLANIR....
ASLINDA SENİ SEVİYORUM DEMEK SENİN BENİ SEVMENİ İSTİYORUM DEMEKTİR.

SENİ SEVİYORUM BİTANEM..




- Seni seviyorum, çünkü seninle her gün hayatı yeniden keşfediyorum. Bana her gün keşfedilecek bir şey sunuyorsun mutlaka. Soluksuz keşif maceralarının yorulmaz kaşifi oluyorum…
- Seni seviyorum, çünkü beni dünyanın en mutlu insanı yapıyorsun. Mutluluğa yeniden ad versem, senin isminle anarım…
- Seni seviyorum, çünkü en güzel zamanlarımın sahibisin sen. Seninle geçirdiğim kısacık anlar bile unutulmaz oluyor. Bitmesin istiyorum. Ya yoksan? İşte o zaman akmaz oluyor dakikalar, bir işkenceye dönüşüyor zamana katlanmak…
- Seni seviyorum, çünkü yıllardır sakladığım aşk sözcüklerini ortaya çıkardın. Kıymet bilmez yüreklerden sakındığım o sözcükleri şimdi korkmadan, gururla söyleyebiliyorum. Biliyorum ki bir tek sen hak ediyorsun onları…
- Seni seviyorum, çünkü korkmadan açıyorum yüreğimin kapılarını sana. Biliyorum ki hoyrat davranmayacaksın, biliyorum ki kanatmayacaksın yüreğimi...
- Seni seviyorum, çünkü içimdeki yaramaz çocuğu ortaya çıkarmayı biliyorsun. Benimle çocuklaşıyorsun sen de. Hayatı bu kadar ciddiye alanlara inat oyunlar oynuyoruz birlikte, bıkmadan, usanmadan…
- Seni seviyorum, çünkü ihanet yok aşkımızda, yalanlarla örülmüş sahte duygular yok. Birbirimizi kandırmadan, en çıplak halimizle yaşıyoruz bu aşkı. Zaten aşk dediğin böyle yaşanmalı…

               



Seni seviyorum, çünkü küçük şeylerden büyük mutluluklar ğabileceğinin farkındasın. Hayatını hep o büyük mutluluğu aramakla geçirmek yerine, küçük mutlulukları biriktirerek kocaman bir mutluluğun sahibi oluyorsun…





                                                         EVLİLİK


Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu, saçları taralı, dişleri fırçalanmış adamı / kadını sevmek kolaydır. Aslında aşk, aynı insanı, sabahın körü uykudan uyandırdığındaki en sinirli hali ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla kullanabilmek, diz yapmış pijamalarla kanepede yastıklara sarılıp sızmışken bile şefkatle okşayabilmektir. Buna katlanamayanlar zaten âşık değillerdir. Bu durumda evlilik hoşlandığın insana karşı olan duygularını öldürüyor diyebiliriz. Zira âşıksan, aynı havayı solumak bile zevk verir. Hep beraber olmak istersin. Banyodan gelen su sesi bile onun evde olduğunun işaretidir ve huzur verir. Ütülediğin gömleğin ona ne kadar çok yakışacağını düşünürsün. Pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini hayal edersin. Bin tane ayakkabısı varken bin birinciye sahip olmaktan mutlu olacak diye, istediğin gömleği satın almaktan vazgeçersin.

Zamanla almaktan çok, bir şeyler vermekten mutluluk duyduğunu keşfedersin. Eğer kadın evlilikte ikinize yemek pişirecek, dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olacak görülüyorsa, o kadının saçlarının hiç yağlanmadığı ve adamın geceleri terlemediği düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir evlilik değil, bir amerikan filmini yaşamaktır. Bu hayallerle yola çıkıldığında, damat ilk gece gelinin saçlarından onbin firkete sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketeleri çıkaramayıp

"s....m böyle kuaförü" diye söylendiğinde zaten evlilik sandıkları şey çatırdamaya başlayacaktır. Evlilik; sadece aşk değildir.

Evlilik; ev arkadaşlığı, kankalık, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik, ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir. Aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama zaten tek başına ayakta tutamaz.

Âşıksanız ateşli sevişmeler yaşarsınız ama kış akşamları evde konyak içip geyik yapamayabilirsiniz. Hala canınız sıkıldığında onu değil de annenizi arıyorsanız, yalan olmuştur o evlilik. Aşk evlilikte gider gelir. Halıya kola döktüğünde aşk biter, ama o, halıyı temizleyebilirse gene aşık olunur. O aradaki sinir evresini aşabilenler ellinci yıla kadeh kaldıranlardır. Tahammül edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan olduğuna inanacaklardır. Zafer, direnenlerin olur. Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu, saçları taralı, dişleri fırçalanmış adamı / kadını sevmek kolaydır. Aslında aşk, aynı insanı, sabahın körü uykudan uyandırdığındaki en sinirli hali ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla kullanabilmek, diz yapmış pijamalarla kanepede yastıklara sarılıp sızmışken bile şefkatle okşayabilmektir. Buna katlanamayanlar zaten âşık değillerdir. Bu durumda evlilik hoşlandığın insana karşı olan duygularını öldürüyor diyebiliriz. Zira âşıksan, aynı havayı solumak bile zevk verir. Hep beraber olmak istersin. Banyodan gelen su sesi bile onun evde olduğunun işaretidir ve huzur verir. Ütülediğin gömleğin ona ne kadar çok yakışacağını düşünürsün. Pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini hayal edersin. Bin tane ayakkabısı varken bin birinciye sahip olmaktan mutlu olacak diye, istediğin gömleği satın almaktan vazgeçersin. Zamanla almaktan çok, bir şeyler vermekten mutluluk duyduğunu keşfedersin. Eğer kadın evlilikte ikinize yemek pişirecek, dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olacak görülüyorsa, o kadının saçlarının hiç yağlanmadığı ve adamın geceleri terlemediği düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir evlilik değil, bir amerikan filmini yaşamaktır. Bu hayallerle yola çıkıldığında, damat ilk gece gelinin saçlarından onbin firkete sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketeleri çıkaramayıp "s....m böyle kuaförü" diye söylendiğinde zaten evlilik sandıkları şey çatırdamaya başlayacaktır. Evlilik; sadece aşk değildir. Evlilik; ev arkadaşlığı, kankalık, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik, ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir. Aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama zaten tek başına ayakta tutamaz. Âşıksanız ateşli sevişmeler yaşarsınız ama kış akşamları evde konyak içip geyik yapamayabilirsiniz. Hala canınız sıkıldığında onu değil de annenizi arıyorsanız, yalan olmuştur o evlilik. Aşk evlilikte gider gelir. Halıya kola döktüğünde aşk biter, ama o, halıyı temizleyebilirse gene aşık olunur. O aradaki sinir evresini aşabilenler ellinci yıla kadeh kaldıranlardır. Tahammül edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan olduğuna inanacaklardır. Zafer, direnenlerin olur.

 























19 Eylül 2015 Cumartesi

CANLARIM BENİM


BABA HAYAT , ANNE NEFESTİR ASLA VE ASLA UNUTMAYIN.......  

.....ANNELİĞİ VE BABALIĞI ANLATAN GÜZEL Bİ HİKAYE İLE BAŞLIYALIM....
 
Kış günü, genç bir adam, evinin damındaki karları kürüyormuş. Anası da oğlu üşür hasta olur diye kaygılanıyormuş. Sürekli: "Yoruldun, terledin, hasta olursun. Yeter artık aşağı in” diye çağırıyormuş. Oğlunu aşağıya indirmek için ne söylediyse para etmemiş. Kadıncağız, bu kez, kundaktaki oğlunun oğlunu, yani torununu kucakladığı gibi karın üzerine bırakmış. Bunu gören adam, hemen aşağı inmiş. Çocuğunu kucaklamış. İşte o zaman babaanne; “Ben yanarım yavruma, yavrum da yanar yavrusuna” demiş.
Sözün özü şu manide toplanmış:
“Ana-baba taç imiş / Her derde ilaç imiş / Bir evlat pir olsa da / Onlara muhtaç imiş.”
Geleneğimizdeki anne, baba sevgisinin nedenini anlatacak daha güzel ne olabilir?



Anne babalar, çocukları uğruna zorlukların ve meşakkatlerin en ağırına katlanırlar. Sözgelimi   anne, gebeliğin yükünü, doğumun acısını, çocuk emzirmenin meşakkatini, terbiye ve bakımın yoğunluğunu çeker.
 
 
 

 
 
 
 
 
 
Baba ise, çocuklarına daha güzel bir hayat sağlamak, kültürlü ve eğitimli kılmak, onları mutlu ve huzurlu bir hayata hazırlamak için çalışır, didinir. Anne ve baba bu büyük fedakarlığı isteyerek seve seve yaparlar, bunun için çocuklarından ne bir övgü ne de bir karşılık beklerler 

CANIM BABACIM: İyi ki benim babam bir daha dünyaya gelsem senin oğlu olmak isterdim.Ne ana şevkati gördün ne de baba şevkati, ama buna nazaran babalığını bize öyle çok gösterdin ki gururla söyledim hep işte benim babam diye. 25 yıl denizlerin üzerinde evinden bizden uzakta evinin rızkını kazanmak için çalıştın ama beli ki babandan görmediklerini sen hep bize gösterdin her şeyin en iyisiyle canım babacım. İyi ki varsın CANIM ANAM BENİM SENİ ÇOK SEVİYORUM.
CANIM ANACIM:  İyi ki benim annemsin bir daha dünyaya gelsem senin oğlu olmak isterdim. Senin hakkını hiç ama hiç ödeyemem  9 ay karnında taşıdın için , hem ana hem baba oldunğun için, beni bu şekilde yetiştirdiğin için, bana hep doğruları gösterdiğin için , beni koruyup kolladığın için, kimse hakkında kötü düşünmediğin için, nice ben diyen insanlara şapka çıkartacak düşünceye, fikre, ve içindeki tertemiz iyilikle dolu kalbe sahip olduğun için binlerce kez allahım razı olsun senin gibi bir annem olduğu için çok ama çok GURULANIYORUM. İyi ki varsın CANIM ANAM BENİM SENİ ÇOK SEVİYORUM.
 
 
HEP BÖYLE BİR BİRİNİZE SARILIN SIMSIKI KİMSE HİÇ BİR GÜÇ AYIRMASIN SİZİ CANLARIM BENİM... 




 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YÜZÜNÜZDEN BU GÜLÜCÜKLER EKSİK OLMASIN HEP BÖYLE GÜLÜN GÜLMENİZ ELİMDEN GELEN NE VARSA YAPARIM.... 
 

 
 

 
 
 
 
beni hiç yalnız bırakmadınız  beni dünyaya getirdiniz, büyüttünüz , sene 1998 yılı askere gönderdiniz ama gene yüreğiniz elvermedi bana gene varlığınızı gücünü göstererek askerde bile beni yalnız bırakmadınız.........
 
MANİSA KIRKAĞAÇ ASKERİ KIŞLASI 






 
 


 
 
 
en güzel günümde gene yine sen anacım analığını sen babacım babalığını göstererek beni desteklemeye benim yanımda durdunuz bana gücünüzü , varlığınızı gene hissettirdiniz evlilik denen o kutsala adım atmam için destek verdiniz ANAM , BABAM hep ama hep yanımda olun sizin varlığınız bana güç, kuvvet veriyor.. 
Aile alarak daha da büyüyoruz.
 
 
beni affedin uzun zaman yanınızda olamadım hayat kavgası hayat mücadelesi derken yıllar su gibi akıp geçti daha dün çocuktum büyüdüm anacım büyüdüm be babacım yaş 37 ömrün yarısı bu yaşıma kadar sizi üzdüysem affedin siler benim başımın tacısınız evet hayat acımasız siz bensiz ben sizsiz  geçti alahım ömrünüze ömür katsın. Hep gülün hep mutlu olun İYİ Kİ BENİM ANNEM VE BABAM SINIZ . Varlığınız bana güç veriyor. Sizleri çok ama çok SEVİYORUM.