Translate

1 Ağustos 2014 Cuma

BODRUMDA YAŞAMAK VE YAŞLANMAK İSTEMEMİN NEDENİ :)

BODRUMDA YAŞAMAK VE YAŞLANMAK İSTEMEMİN NEDENİ :)

Kime sorsanız en büyük aşkım BODRUM der. İstanbul a geleli 11,5 sene oldu ilk senesinden sonra hep yapmak istediğim şeyi anlatıyor bu resim. AHMET COKA ya teşekkürler resim için,

my way
Boşuna harcayarak geçirdiğiniz zamana bakın, bu yaşam içinde  ne kadar zaman ayırdınız kendinize, ne kadar mutlu oldunuz, bu zamanın ne kadarı kendi isteğinizle ve ne kadarı mecburiyetten iş, para, kariyer için geçti.
Ya da sizin zamanınızı boşuna harcayanlara toleransınız ne kadar oldu. Size okuduğum bir yazıdan ufak bir alıntı.

Bir gün New York’ta bir grup iş arkadaşı yemek molasında dışarıya çıkarlar.
Gruptan biri kızıl derilidir, yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yolda çalışma yapan işçilerin, araçlarının çıkardığı gürültü ve araçların korna sesleri arasında ilerlerken
Kızılderili kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyler ve aranmaya başlar.
Arkadaşları bu gürültüde arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam ederler.
Aralarından bir tanesi inanmasa da onunla birlikte aramaya başlar.
Kızılderili ve arkadaşı caddenin karşısına doğru yürürler ve binaların arasında bir kaç tutam yeşilliğin içinde gerçekten bir cırcır böceği bulurlar.
Arkadaşı Kızıl deriliye “Senin insanüstü güçlerin var! Bu sesi nasıl duydun?” diye sorar.
Kızılderili ise bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek arkadaşına kendisini izlemesini söyler.
Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlayarak atar.
Birçok insan bozuk para sesinin ceplerinden düşen bir para olduğunu sanarak sesin geldiği yöne doğru bakar.
Kızılderili arkadaşına dönerek; “Gördün mü? Önemli olan nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir.

Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin…” der.
Zenginlik, Mevkii ve İktidar.
Bütün bunlar tutan ellerde değerlenir ya da cehenneme çevirir dünyamızı.
Bıçak gibidirler, ekmek de kesebilirsiniz bıçakla, cinayet de işleyebilirsiniz

İşte o bozuk paranın benden mi düştü diye aranmak istemiyorum gene işimi yapayım ama o cırcır böceğin sesini, kuş seslerini yerinde duymak, denizin o yosun kokusunu yerinde içime çekmek, güneşin doğuşunu ve batışını yerinde görmek için işte bodrum da yaşamak gene işimi yapayım o iş stresini günün yorgunluğunu bu huzurla atayım bedenimden kendime vakit ayırayım diye bodrum...

Bir yeri/mekanı insana sevdiren hatıralardır, hani derler ya "insanın evi gönlünün olduğu yerdir".  İstanbul a geldiğim senenin  yazın da ilk kez arkadaşlarımla çıktığım tatili Bodrum'da yaptım ve o benim icin unutulmaz tatillerden birisidir.   en maceralı tekne turunu geçirdiğim yer, en güzel gün batımlarını seyrettiğim yer, Bodrum'dur;   Aynı şey istanbul için de geçerlidir, istanbul' u ya seversin ya da nefret edersin ikisinin arası yoktur pek; iste Bodrum da öyle; bu diyarı ya seversin ya da hiç sevmezsin.  Seveni için çok özel bir yerdir ama sevmeyeni için de anlaşılamayan karmaşık bir diyardır Bodrum; aşkı başkadır; bunu gören, anlayan, yaşayan zaten bilir; diğerleri ise "bu da neymiş' der geçer gider söylenerek.
Nerden başlasam, nasıl anlatsam Bodrum Bodrum…

BUNU YAPMAKİÇİN BODRUM...
 












































                              Bodrum’un kendine özgü güzel enerjisi, havası, denizi, begonvil, satsuması ve kendine özgü beyaz
evleri sanki yeni mutlu bir hayata kapı açarcasına beni bekliyor.
Bodrum Yarımadasında bazen deniz susar, hayaller, düşler, hatıralar dem tutar. Yakamozlu Bodrum geceleri konuşur.
Uzaktan her şey çok güzel ve kolaydır. Hatta hep bir “Bodrum’a gitsem” diye hayaller kurarız. Ama Bodrum’da yaşamak hakikaten ayrı bir olaymış, okuduğum takip ettiğim bloglar dan bunu anladım.. Çünkü Bodrum’un havası, suyu, otu, yolları, otelleri, lokantaları ve özellikle de insanı başka türlüymüş. Yazı başka kışı bambaşkaymış her şeyi düşüp o şekilde karar vermek lazımmış ve bende öyle yapıyorum zaten.
Şimdi BODRUM yaşamak için sizlere o kadar çok sebep sayabilirim ki isterseniz biraz bunlardan bahsedeyim dilim döndüğünce.
1.Kalabalıktan, sıkışmışlıktan, koşturmacadan, telaştan o kadar çok sıkıldım ki aynı işi orda da yapıp bu kadar sıkılmayacağıma ve sessiz, sakin ve mutlu bir hayat sürebilmek için.  
2. Ege ve Akdeniz ikliminini sevdiğim ve BODRUM bu  özellikleri barındığı, sıcağı bunaltmadığı çok kalabalık bir yer olmadığı için,
3. Denizi davetkâr, özellikle benim gibi denizi sevenleri mutlu ediceğine inandığım için,
4. Turgutreis, Torba, Ortakent, Güvercinlik, Yalıkavak, Gümbet, Bitez ve daha bir sayamadığım güzel yerleşim yerlerine ve dünya harikası koylara, denize sahip olduğu için,
5. Bodrum kalesi ve liman seyre doyulmayan güzelliktedir. Kimi zaman çeşitli sanat faaliyetlerine ev sahibi yapar kale… Ay ışığının altında kale manzarası ile yudumlanan rakıya hasret kaldığım için,
6. Bodrum’a bir kere aşık olursanız, her sene yeniden defalarca gelmeniz için belki de en önemli sebep olduğu için,
7. Bodrum koyları, akvaryum özelliği taşıyan masmavi denizi, temiz havası ve en önemlisi o büyülü ve cezp edici atmosfere sahip olduğu için,
8.Bem beyaz taş ev, mavi pencereler ve nerdeyse her evin bahçesi olmazsa olmazı olduğu için,
9.Hayata gözlerimi orada kapamak için,
Daha o kadar çok sayabilirim ki sonu gelmez sizde okumaktan sıkılırsınız.

BODRUM

Ebedi mavilikler ülkesi’ diye anlatır Homeros Bodrum’u. Boşuna da söylememiştir. Eskinin “Halikarnasos”u, her bir adımında mavinin farklı bir tonuyla karşılar sizi. Körfezin turkuaz renkli sularında, göğün beyaza karışan bulutlarında, gecenin koyusunda hep Bodrum’u tasvire soyunan bir mavi vardır ve en can alıcı mavilikler Bodrum’da yakalar sizi…
Beyaz badanalı evler, begonviller, zakkumlar, guletler, gümbetler ve daracık sokaklar… Bir Ege masalı en güzel bu sözcüklerle anlatılmaz mı sizce de?

İnsan gözünü alamıyor değil mi bu güzel fotoğraf karşısında ama inanın bu gerçek, bu fotoğrafa bakarak ah keşke diyeceğim yerde işte bu fotoğrafın için de iyisiyle veya kötüsüyle yüzleşerek yaşamak isteğim... :) 

BODRUM
Herkesin kendine özel bir Bodrum'u vardır. Şüphesiz Halikarnas Balıkçısı'nın Bodrum büyüsü, çoğu kişinin olduğu gibi tepeden kale ve marina manzarasıyla karşılaştığında başlıyor. Bu yaz tatile bodruma da yokuş başına gelince o meşhur  tabelanın altında resim çekilirken aşkımın o yüzündeki gülümseme, gönlündeki sevinci gördüm ve neden bekliyorsun diye bütün tatil kendime sordum ve cevap belli...........

bodrum barlar sokağı bu sokağın bir diğer özelliği harika meyveli tartlarıyla ünlü Yunuslar Karadeniz Pastanesi. Buradan bir tart alıp deniz kenarında keyifle yemenizi öneririm. İnanılmaz bir görüntüye ve tada sahip içerideki tatlılar, günlük çıkıyor. Son tatilde nerdeyse aşkımla her akşam bir şeyler yedik o muhteşem pastanede gerçi çok kalabalık ama değer.  İşte her akşam bu tatlardan tatmak için BODRUM......

Daha sonra devam ederiz......











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder